İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | waiting list i. | yedek liste | ||
That tour already has a waiting list. O turun zaten bir yedek listesi var. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | waiting list i. | bekleme listesi | ||
To many of us, it is unacceptable on principle that a higher place on the waiting list should be for sale. Birçoğumuz için bekleme listesinde daha yüksek bir yerin satılık olması prensip olarak kabul edilemez. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Bilgisayar | waiting list i. | bekleme listesi | ||
There are still two that, let us say, are on the waiting list, including Romania. Romanya da dahil olmak üzere, bekleme listesinde olan iki ülke daha var. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | waiting list i. | bekleyenler listesi | ||
Technical | ||||
Teknik | waiting list i. | bekleme dizelgesi | ||
Computer | ||||
Bilgisayar | waiting list i. | bekleme dizelgesi |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Idioms | ||
Deyim | on the waiting list expr. | bekleyenler listesinde |
Deyim | on a waiting list expr. | bekleyenler listesinde/listesine |
Deyim | on the waiting list expr. | bekleyenler listesinde/listesine |
Computer | ||
Bilgisayar | add to waiting list expr. | bekleyenler listesine ekle |